Bir adam arkadasina sekreterini neden isten
kovdugunu anlatiyormus.
"Iki hafta once" demis ve devam etmis;
45. yasgunumdu ve o sabah kendimi iyi hissetmiyordum. Kahvalti masasina oturdugumda karimin dogum gunumu kutlayacagini ve buyuk bir olasilikla bir hediye verecegini tahmin ediyordum. Birak dogum gunumu kutlamayi bir "Gunaydin" bile demedi.
Kendi kendime karim unuttu herhalde ama cocuklarim hatirlar diye dusundum.
Cocuklar kahvaltiya geldi ve tek kelime etmediler.
Ise giderken moralim cok bozuktu ve uzgundum.
Ofisime girdigimde, Janet "Gunaydin, Patron. Dogum gununuz kutlu olsun" dedi ve kendimi daha iyi hissettim; birisi hatirlamisti.
Oglene kadar calistim. Yemek zamani Janet kapiya vurdu ve "Disarda hava cok guzel ve bugun sizin dogum gununuz, haydi yemege cikalim, sadece siz ve ben" dedi.
"Butun gun duydugum en guzel sey bu. Haydi gidelim" dedim.
Yemege ciktik. Normalde gittigimiz bir yere gitmedik, sehir disinda ozel bir lokantaya gittik. Iki martini ictik ve yemekten sonsuz zevkaldik.
Is yerine donerken, "Hava cok guzel, ofise donmemiz gerekmiyor degil mi?" diye sordu. "Hayir, sanirim gerekmiyor" dedim. "Benim evime gidelim ve size bir martini daha ikram edeyim" dedi.
Evine gittik. Baska bir martininin daha tadini cikardik ve bir sigara ictik, ve Janet dedi ki "Patron, izninizle, yatak odasina gecip uzerime daha rahat birseyler giyeyim" dedi ve ona memnuniyetle izin verdim.
Yatak odasina gitti ve alti dakika sonra yatak odasindan ciktiginda elinde kocaman bir pasta tasiyordu, arkasindan karim ve cocuklarim geliyordu. Hepsi "Iyiki dogdun......" sarkisini soyluyorlardi.........
........... ve ben orada uzerimde sadece coraplarimla oturuyordum.
yilmaz - 2. May, 18:53
Bu hocalar öldürecek beni yahu cemaat, daraliyrim, da, bir de utanmadan vaazlarini teyiplere okirlar, arada bir yatanlar bayilanlar, bir rezüllüktür gidiy, akullarunca kadunlara islam'i anlaturlar, bunlari dinledükce zay sanarsunuz ki birileri bana iskence yapar,
Derler ki, kadun kismi niye kulaklaruna ellerini getürüp tekbir almaz, nicün olacakmis, koltukaltlari görünmesin diye, sonra laf dönüp dolasip, ey mümin kadunlar bu yüzden carsaf giyecesünüz, baskasi günahtur,
bütün Osmanli'nin alimi düsünmis tasinmis buna karar vermis, yoksa kadunlar böyle yanacakmis, söyle yanacakmis, bitmedi sayun cemaat kadun kismi erkegüne danusmadan kapuya gelen kimseyle konusmayacak, görüsmeyecek, ona bir sey vermeyecek, ondan bir sey almayacak, sonracuma efendüm, kadun kismi pazara, panayira, magazaya kocasundan izinsiz cikmayacak, yolda kazayla bir erkekle göz göze gelmeyecek, gelürse de kim olursa merabalasmayacak...
yahu cemaat nesini anlatayim, bunlarun cani iskence yapmak ister...
La kardasum, derdün budur da nicin alursun kari, kari dedügünün agzi vardir, koli vardur, ayaklari vardur, nicin alursun kari, canlidir o, ne kadar kapatsan kafes gibi evine cabalar, birseyler yapar, sana sorayrim nicün alursun... Nicün olacak iskence yapmak icün ..
-Bak usagum, oturdugun yerden hallenme öyle, bir derdün varsa söyle, nicün alurlar bilir müsün, bilmezsün, o halde dinle lafun sonini...
Ey cemaat nicün alurlar, bakarlar ki, bu müslümanluk bize cok zor gelür becerüp yapamazuk oni, ama alursak bir kari, onin cani nedür ki, basina vura vura müslümanlugun olup olmayan, kulaktan dolma ne kadar sarti var hepsüni yaptururuk onlara...
Yani bu müslümanlugu kendülerinin yapacaklari yok, karilarina yapturmak isterler...
Böyle müslümanluk mu olur, bir cümlelük vaaz verür, yarum saat cehennemü anlatur, Islam'un sartlaruni saydu mi, kendüninkileri birakir baslar karilarinkini saymaya...
zehni - 2. May, 18:34
HANİ, zaferden sonra, Gazi Mustafa Kemal Paşa İzmir'e gelirken Belkahve'de oturup biraz dinlenmiş ya! Kahveci "Mehmet Efe", Paşa'yı görünce hayal kırıklığına uğramış, yedi düvele kafa tutan, gâvuru İzmir'den denize döken Paşa'yı dev gibi bir insan sanırmış, oysa orta boylu, zayıf sarışın biri çıkmış karşısına...
"Mehmet Efe" hayal ile gerçek arasında bocalarken, Paşa'ya sormuş:
"Kahveniz nasıl olsun!"
Mustafa Kemal ince sesiyle, "Çok şekerli!" deyince, "Mehmet Efe" geriye dönüp ocağa giderken, kendi kendisine söylenmiş:
"Bunu bana etmeyecektin Paşam!"
Öyle ya, o ne ummuş, ne bulmuş, orta boylu, üstelik sesi ince, bir de "mektepli işi" çok şekerli kahve isteyince...
zehni - 30. Apr, 15:31