pen36 header icon36

Tuesday, 31. May 2005

...

Valla ne diyeyim /sorarlarsa söyleyim/söylerim deli deli /sorarlar niye böyleyim (benden bir dörtlük)

Birazda gülelim

Yaşlı Rahip ölmüş, küçük kasaba halkı ileri gelenleri genç yaşta dul kalan eşinin yeniden evlenmesinin uygun olacağını düşünmüşler. Monoton hayatı kilisede dua okuyarak geçen, tanıdığı tek erkek yaşlı ve hasta kocası olan genç dul bu teklife olumlu cevap vermiş, zaten küçük kasabanın tek damat adayı cahil hamal!
..ve sonunda evlenmişler.. İlk gece birlikte duş aldıktan sonra "Bakınız efendim.." demiş yeni kocası, "Bu gün cuma.. Annem cuma günü seks bereket getirir der.. haydi yatağa.."
Ertesi gün, "Karıcığım" demiş, "Bu gün cumartesi.. Babam der ki bu gün yapılan seks ibadet gibidir.." Daha sonraki gün, "Teyzem pazarları ne kadar fazla seks eve o kadar fazla nur yağar" derdi..
Pazartesi "Dedem der ki bu gün yapılan seks sağlık habercisidir.." Özetle her gün bir şekilde beraber olmaya başlamışlar.. Bir sabah, yeni gelin son derece mutlu alışveriş yaparken bir arkadaşına rastlamış.. Kadın hemen sormuş "Yeni kocan nasıl?.." "Çok kültürlü olmadığı malum.." demiş yeni gelin, "Yakışıklı da değil.. Ama maaşallah öyle bir ailesi var ki, anlatılır gibi değil.. Muhteşem..!"

...

Sayin sitedaslarim,
demin www`de dolasirken okudugum bir cümleyi paylasmak istiyorum sizlerle:

"...aşk insanın kendisini bir başkasıyla aldatmasıdır..."

Monday, 30. May 2005

HER SECIM BIR KAYBEDISTIR.

Her seçim bir kaybedistir. Her tercih bir vazgeçistir çünkü...
Sabah ise gitmekle, yatakta nefis bir miskinlik firsatindan vazgeçmis olursunuz. Kalkar kalkmaz hayat bin bir seçenegi dayar burnunuzun ucuna...
'Ne giysem' telasindan, ögle yemeginde 'Ne alirdiniz? ' diye basucunuzda biten garsona, 'hangi kanaldaki filmi izlesem' kararsizligindan, 'bize oy verin' diye bagrisan partilere kadar her sey, herkes, her an sizi israrla bir tercihe zorlar.
Yastiginiza teslim olmussaniz, belki disarida isil isil bir günden vazgeçmis olursunuz.
Bahar esintileri tasiyan bir elbise belki o gün yasaminizi isildatabilecekken, agirbasli bir sadelige karar vermekle muhtemel bir tanisikligi tepersiniz. Belki yemediginiz musakka, ismarladiginiz Izmir köfteden daha lezzetlidir. Ya da öbür kanaldaki film, o anki ruh halinize daha uygundur. Ama yasam, vazgeçtiginiz seye iliskin ipucu vermez. Geri
dönüp, o günü gökkusagi desenli bir elbiseyle yeniden yasama sansiniz yoktur. Bu seçim oyununda vazgeçtiginiz sey, seçtiginizden daha degerliyse pismanlik kaçinilmazdir. Ama neyin degerli oldugunun karari da yine size aittir.
Ve vazgeçtiginiz sey bazen bir saray, bazen söhret sahnesinin pariltili neonlari da olsa, çogu zaman gözünüz hiç arkada kalmaz. Çünkü duvarlarina sevdiginizin kokusu sinmis bir ev ya da sevdiginiz kadinla paylasamadiginiz
bir saray sizin borsada kolay feda edilebilir degerlerdendir. Hayata bir baska gözle bakmayi ögrendiyseniz, bu seçimde kazandiklarini sananlara yalnizca aciyarak gülümsersiniz. Her seyin siradanlastigi bir dünyada bazen
kaybetmek en dogru seçimdir.
Ve o dünyada en yerinde tercih; vazgeçistir.

CAN DÜNDAR

Z A T E N

NASIL KIRIK DÖKÜK,
YARIM YAMALAK, EKSiK,
NASIL YAMALI HAYATLAR
GECiYOR GÖZLERiMiN ÖNÜNDEN.
BiR ZANAAT MUTSUZLUK SANKi;

ÖGRENiP BiR ÖNCEKi NESiLDEN,
ONYILLARCA DiDiNiYORUZ
ve KUSKUYA DÜSSEK DE BAZEN,
SANIYORUZ Ki
BÖYLEDiR, iYiDiR,
NE OLACAK Ki BASKA,
BUDUR HAYAT ZATEN.

YA BECEREMiYORUZ BiZ BU iSi,
YA DA BECERECEK BiR SEY YOK ZATEN.


RONI MARGULIES

Az gittik uz gittik bir şiir boyu yol gittik

Haberin başlığı şöyleydi: Demirel "Nazım Hikmet vatan şairi olamaz" dedi. Süleyman Demirel şöyle devam ediyordu: "Biz vatan şairi olarak Namık Kemal'i biliriz, kendi oğlunu Türkiye Komünist Partisi'ne emanet etmiş Nazım Hikmet, vatan şairi olamaz. Turnusol kağıdı diye bir şey vardır. Eğer birisi çıkıp Nazım Hikmet vatan şairi diyorsa, işte o turnusol kağıdına asittir. Bu gibi sapıkların Türk cemiyetinde yeri yoktur."

Tarih 11 Temmuz 1967 idi... Demirel, Başbakan idi... Tarih 26 Mayıs 2005... Demirel, şimdi bu demecini okuduğunda, acaba nasıl tepki verirdi? Milas ilçesinde Nazım Hikmet'in "Vatan Haini" şiirini okuyan 17 yaşındaki gence reva görülen muamele, hep birlikte ayıplandı ama yadırganmadı. Çünkü burası Türkiye idi ve "olur böyle vakalar Türk polisi yakalar" idi... Tıpkı yine 1967 yılında sokak lambasına kırmızı kağıt takıp gitar çalan gencin komünizm propagandası yaptığı gerekçesiyle tutuklanmasında olduğu gibi. Çünkü devir soğuk savaş devriydi... Muhbir vatandaşlar Bahar sigara paketlerini tersine çevirip bakar ve Mao portresi tespit ederdi; ve dahi "kızılcıklar oldu mu selelere doldu mu" türküsünü söylemek de her babayiğidin harcı olamazdı. Şaka değil, bu türkü için soruşturma açılması şartlar mucibince elzemdi... Haa, bir de münferit vakalar vardı. Mesela sistematik hukuk ihlalleri, işkence uygulamaları ayyuka çıktığında, devlet ricali hemen demeç verirdi: Münferit vakadır, Türkiye bir demokrasi ve hukuk devletidir... Efendim, şimdi 21. yüzyıldayız ya, aradan şunca zaman geçmiş, devran değişmiş ya, Başbakan da 1967 modelinden farklı konuşmuş: "Ben de şiir mağduruyum" demiş; yüreğimize su serpmiş, Milas'taki hadise bir münferit vaka imiş. Cemil Çiçek efendi Ermeni konferansına dair bir laf etmiş, ortalık birbirine girmiş; yine neyse ki Başbakan "Cemil Çiçek aslında hükümet sözcüsü ama bu konuda kişisel görüş beyan etmiş" filan demiş. Peki bu memlekette kim kimi bağlar; sadece ayakkabı bağı mı bağlar? Yoksa Cemil Çiçek de mi bir münferit vaka! Bu memlekette "münferit vaka" lafı münferit olmaktan çıktığında, tecrübeye binaen biliriz ki başımız hakikaten beladadır.

Bu "münferit" denilen hadiseler yüzünden asırlardır paranoyak bir toplum olarak yaşarız. Özgüven Emlak tarafından satılan evde mutlaka bir katakulli olduğunu biliriz. İtimat Turizm ile seyahat ederken, elimiz yüreğimizdedir, ne zaman kaza olacak diye... Her kim ki karşımıza geçip "ben namusum için yaşarım" der; gocunduğu bir şey var herifin diye bıyık altından güleriz... Başbakan da son günlerde, özgürlük ve demokrasi konusunda demeç üzerine demeç veriyor. Son olarak, "Düşünce hürriyetinden korkmayalım... Bırakın herkesin ne söylediğini görelim... Demokrasiye yapılan yatırım semeresini vermeye başladı" demiş. Ne zaman demiş? Eğitim Sen hakkında kapatma kararı alınmış; yeni TCY Meclis'te kabul edilmiş; Ermeni Konferansı iptal edilmiş; 17 yaşındaki genç şiir okuduğu için derdest edilmiş...

Kıssadan hisse: Tepeden ve dışarıdan devrim ancak böyle olur, efendiler! Kaşıkla verip sapıyla çıkarırlar. El eliyle gerdeğe girmek yerine, bu halk kendi düğününü derneğini yapana dek de bu "münferit" işler münferit olmamaya devam eder. Neyse ki Eğitim Sen'liler hakkında gizli örgüt, terör örgütü kurmak suçundan dava açılmadı; neyse ki Ermeni konferansı iptal edildi yoksa Madımak Oteli'nde olduğu üzere bütün hepsini cayır cayır yakabilirlerdi; neyse ki Milas'taki 17 yaşındaki gence okuduğu şiir yüzünden işkence edilmedi, hapislerde süründürülmedi; bunlara da şükür dersek eğer... Ne olur? Valla hiçbir şey olmaz... Böyle gelmiş böyle gider... Netekim.


30.5.2005

melihpekdemir@birgun.net

Sunday, 29. May 2005

ATIF'a atfen



(Erdil Yasaroglu)

Oscar Wilde:

"Bana ne Din, ne Ahlak, ne de Mantık yardım edebilir. Ahlakın bana yararı yok. Ben doğuştan ahlakçılığa karşı biriyim. Kurallara değil, istisnalara göre yaratılmış insanlardanım.
Sanata ilişkin hiçbir çabam yoktu: Sevgililerin başındaki menekşeli taç, bana şairin defneli tacından daha üstün geliyor.

Aşk ruh halini körüklüyor ama açıklama isteğini susturuyor."

"Bu dünyada sadece iki trajedi vardır.
Biri istediğini elde edememektir,
öteki ise bunu elde etmektir." -Oscar Wilde

Saturday, 28. May 2005

Şiddetli Geçimsizlik



(Erdil Yasaroglu)

Ara

 

Vesaire

Ç ç Ğ ğ İ ı Ö ö Ş ş Ü ü

»» Türk Harfleri Çevirmeni

»» Bize Ulaşın
»» RSS:Başlıklar

Arşiv

September 2025
Sun
Mon
Tue
Wed
Thu
Fri
Sat
 
 1 
 2 
 3 
 4 
 5 
 6 
 7 
 8 
 9 
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
 
 
 
 
 
 
 

Sıcağı sıcağına

https://static.twoday.net/ yilmaz/images/DX07N_4UMAAC zhh.jpg
https://static.twoday.net/ yilmaz/images/DX07N_4UMAAC zhh.jpg
zehni - 9. Mar, 17:18
von Blogger zu Blogger
Würdest Du mir ein Interview geben? Ich schreibe unter...
ChristopherAG - 5. May, 01:06
Su akıyor ve ben gidiyorum...
Sonra fark ettim ki Su akıyor rüzgar esiyor Yağmur...
zehni - 15. Apr, 13:42
Sana..
Haddeden geçmiş nezâket yâl ü bâl olmuş sana Mey süzülmüş...
zehni - 15. Apr, 13:32
Görenlere Aşk ola
Asik olan ummana düser vay vay vay Hayvan gelir insan...
zehni - 25. Dec, 16:15
İnek nasıl kaşınır?..
İNEĞİN köydeki Atatürk büstüne sürünmesi ve büstü devirip...
zehni - 26. May, 20:22
Takvimlerden haberin...
GECELER DÜŞMAN Söz - Beste : Adnan Ergil Takvimlerden...
zehni - 26. May, 20:19
DİNİ YİRMİ KURUŞA SATMAYANLAR
Londra'daki caminin yeni imamı şehre gitmek için hep...
zehni - 10. Apr, 12:48
UPANİŞADLAR
İnsanlığın en eski felsefe eserleri. 4000 yıl önce,...
zehni - 17. Mar, 18:20
YEM BORUSU
Görmüyoruz sanmayın içyüzünü işlerin, O doğru duruşların...
zehni - 14. Mar, 13:02

Users Status

You are not logged in.

Durum

Online for 7641 days
Last update: 15. Jul, 02:00

turkey




Get Firefox!
Get Thunderbird!

CiDDi CiDDi
FUCKUELTE HAYVANI
gayriciddi
KOESHEM
OKUMUSH CHOCUK
SHARKI ve SHIIR
ya$ayarak
Profil
Logout
Subscribe Weblog
development