Adamin biri karisinin test sonuclarini almak uzere doktora
gitmis.
- Recepsiyondaki hemsire: "Kusura bakmayin beyefendi,
ama ufak bir problemimiz var. Karinizin testlerini
labaratuar'a gonderdigimizde ayni isimli bir baska
bayan da teste gitmis ve hangisi karinizin
hangisi diger bayanin emin olamiyoruz malesef" demis.
"Acik olmak gerekirse sonuclardan biri kotu digeri ise
dahada kotu!"
-Adam: "Ne demek istiyorsunuz yani?"
-Hemsire: "Testlerden biri AIDS digeri ise Alzheimer
(Hafiza kaybi,hatirlamama) cikti ve hangisi karinizinki
birsey soyleyemiyoruz."
-Adam: "Korkunc birsey, peki simdi ne yapmaliyim?"
-Hemsire: "Bence, karinizi sehrin gobeginde en kalabalik
noktaya birakin ve eger evin yolunu bulabilirse de birdaha
da onunla yatmayin..."
(zehni 04.05.04)
yilmaz - 4. May, 22:40
Hintli bir yaşlı usta,çırağının sürekli herselden şikayet Etmesinden bıkmıştı. Bir gün çırağını tuz almaya gönderdi. Hayatındaki herselden mutsuz olan çırak döndüğünde,yaslı usta ona,bir avuç tuzu, bir bardak suya atıp içmesini söyledi. Çırak, yaslı adamın söylediğini yaptı ama içer içmez ağzındakileri tükürmeye başladı.Tadı nasıl?" diye soran yaslı adama öfkeyle "acı" diye cevap verdi.Usta kıkırdayarak çırağını kolundan tuttu ve dışarı çıkardı.
Sessizce az ilerdeki golün kıyısına oturdu ve çırağına bu kez de bir avuç tuzu gole atıp, golden su içmesini söyledi. Söyleneni yapan çırak,ağzının kenarlarından akan suyu koluyla silerken ayni soruyu sordu:"Tadı nasıl?""Ferahlatıcı" diye cevap verdi genç çırak."Tuzun tadını aldın mi?" diye sordu yaslı adam," hayır" diye cevapladı çırağı.
Bunun üzerine yaslı adam,suyun yanına diz çokmuş olan çırağının yanına oturdu ve söyle dedi:"Yasamdaki acılar tuz gibidir, ne azdır, ne de çok.Acının miktarı hep aynidir. Ancak bu acının şiddeti, neyin içine konulduğuna bağlıdır. Acın olduğunda yapman gereken tek şey acı veren şeyle ilgili hislerini genişletmektir. Onun için sen de artık bardak olmayı bırak,göl olmaya çalış.
"Bu güzel nasihat sayesinde çırak bir ay sonra ölmüş, meğer göl kenarındaki fabrikanın zehirli atıkları gole boşalıyormuş.Bunun üzerine Hintli yaslı usta aynen şöyle demiş: "Ha siktir"
(zehni 14.05.04)
yilmaz - 14. Apr, 22:23
Temel, 55 yaşına kadar canını dişine takmış çalışmıştı..
Pastacı çıraklığı ile alışdığı hayata, pastane sahibi olarak
devam etmiş, yetenekleri ve becerisi sayesinde Türkiye'nin
en ünlü pastanesinin sahibi olmuş, milyarlar kazanmıştı..
Bir gün karısına "Paraları mezara götürecek halimiz yok.
Kendimize yeni ve rahat bir hayat seçtim" dedi..
"Bizim oradaki hemşerilerle konuştum... Herseyi iyice öğrendim.
Kaliforniya'ya gideceğiz. Kazandığım para bize ömrümüzün
sonuna kadar yeter..
Çocuklar da güzel üniversitelerde okurlar..."
Temel, neyi var, neyin yok sattı. Paralarını dolara çevirdi.
Bir milyon doları olmuştu. Karısını yanına aldı. Uçağa bindi..
Los Angeles'e uçtular birgün...
Uçsuz bucaksız Nevada çölleri üzerinde uçarken,
motorda bir arıza belirdi. Las Vegasa zorunlu iniş yapmak
zorunda kaldılar. Uçak şirketi görevlileri" Buranın en lüks
otelinde, şirketimizin konuğu olarak kalacaksınız. Yalnız bu
kentin Las Vegas olduğunu unutmayın. Kumar oynarsanız eğer,
kendi hesabınıza.." derler.. "Kumar mı" dedi, Temel,
karısına.."Kumardan kazanmayı düsünen kafayı yemiş olmalı...
Allah göstermesin.."
Ama bir kez şansını denemek için, rulete 500 dolarlık bir fiş
atmaktan da kendini alamadı. Arkası çorap söküğü gibi geldi.
Temel herşeyini rulet masasında biraktı. Rulet başında nefes
almadan geçirdiği saatler sırasında fena halde de sıkıştığını
hissetti. Hızla tuvalete koştu. Tuvalet kapıları otomatikti.
25 sentlik bozuk para atılınca açılıyordu. Oysa Temel'de metelik
kalmamıştı. Sıkıntı içinde dolanırken, oradan geçen biri, avucuna
bi 25 sentlik sıkıştırdı.. Bu konularda deneyimliydi. Temelin başına
gelenleri anlamıştı.
Temel "çok iyi bir insansınız. Bu iyiliğinizi hayat boyu
unutmayacağım. Bana lütfen kartınızı verin. Bu borcumu da
size ödeyeceğim" dedi. Kartı aldı, cebine attı.. Tuvalete
döndüğünde kapıyı açık buldu.
İçeri girdi, rahatladı..
Çıktı..
Elinde kalan 25 sentle yürürken karşısına,
Tek Kollu Canavar çıktı.
Parayı deliğe attı, kolu çekti ve bir şangırtı ...
Alet boşaldı adeta..
Temel bir kova dolusu 25 sent kazanmıştı.
Bunlari fişe çevirdi,
rulet masasına döndü..
Gerisi peri masalı..
İki saat içinde tam 2 milyon dolari olmuştu.
İki ay sonra yeni Kalifornıyalı Temel, boş oturmanın kendisine
göre bir iş olmadığını farketti. Elinden gelen tek iş pastacılıktı.
Parası da vardı. Bir pastane açtı. Pastaları öylesine tutuldu ki,
önce Los Angele'e, sonra Kaliforniya'ya, sonrada tüm
Amerika'ya yayıldı,Temel Pastaneleri... Bir kaç yıl sonra, Temel,
Amerika'nın en zengin adamları arasına girdi.
Temel Pastaneleri'nin onuncu yılı dolayısı ile büyük bir gece
düzenlendi. Şirketin en gözde elemanları ile, ünlü konuklar bir
araya geldiler. Temel yemeğin sonunda konusma yapmak için
kürsüye çıktı.. Tüm başına gelenleri anlattı..
"Bütün bu başarıyı ve bu serveti bir tek kişiye borçluyum.
O kişiyi bulana kadar, işte size söz veriyorum, gerekirse
Amerika'daki her taşın altına bakacağım.."
Şirketin genel müdürü sordu: "Ama Temel bey, size 25 sent borç
veren adamın kartını aldığınızı söylemiştiniz... Adı, adresi sizde
olmalı zaten.."
"Bana 25 sent veren umurumda değil" dedi temel..
"Ben,tuvaletin kapısını açık bırakan adamı arıyorum!.."
(zehni 18.03.04)
yilmaz - 18. Mar, 11:44